E-Posta Aboneliği
Bi' Dünya Stadyum'da yayınlanacak yeni yazılar e-posta adresinize gelsin.
Ali Sami Yen
Stadyumu, Galatasaray Taraftarı’nın deyişiyle “Ali Sami Yen Cehennemi”
İstanbul’un en eski stadyumlarından biri olup uzun yıllar Galatasaray Futbol
Takımı’na hizmet etmiştir. İsmini Galatasaray Spor Kulübü’nün kurucusu, 1
numaralı üyesi ve eski başkanı Ali Sami Yen’den almaktadır.
1905 yılında
Mekteb-i Sultani (Galatasaray Lisesi) öğrencilerinden Ali Sami Yen ve
arkadaşları tarafından kurulan Galatasaray Spor Kulübü, ilk yıllarında
maçlarını dönemin tek futbol sahası olan Kadıköy Kuşdili’ndeki Papazın
Çayırı’nda oynamıştır. 1921 yılında Taksim Kışlası içerisinde bulunan avlunun
futbol sahasına dönüştürülmesiyle birlikte Galatasaray ve diğer İstanbul
takımları da buraya taşınmıştır. Yaklaşık 20 yıl şehrin futbol takımlarına
hizmet veren Taksim Stadyumu 1940 yılında yıkılmıştır. Bu zaman zarfında
Beşiktaş Jimnastik Kulübü Çırağan Sarayı’nın yanındaki arsayı sahiplenerek
stadyuma dönüştürmüş, Fenerbahçe Spor Kulübü ise Papazın Çayırı’nı kulüp
bünyesine katmıştır. Galatasaray Spor Kulübü de bu yönde çalışmalar yapsa da bir sonuç
alamamıştır.
İlk olarak 1933
yılında ortaya atılan stadyum fikri ile birlikte yer tahsisi için de Ankara ile
görüşmelere başlanmıştır. Yaklaşık iki yıl süren görüş alışverişi sonucu
Mecidiyeköy’de bulunan Tekel Likör Fabrikası’nın yanındaki arazide karar
kılınmıştır. 1935 yılında söz konusu arazi Tekel’den Beden Terbiyesi Genel
Müdürlüğü tarafından satın alınarak 30 yıllığına, yıllık 1 TL kira karşılığı
Galatasaray Spor Kulübü’ne stadyum inşa etmesi için kiralanmıştır. Bunun
üzerine 1936 yılında hafriyat çalışmalarına başlansa da yeterli kaynak
bulunamadığı için fazla bir mesafe alınamamıştır. Zaten ağır aksak ilerleyen
inşaat II. Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle birlikte durma noktasına
gelmiştir. 1943 yılında dönemin başkanı
Osman Dardağan maddi imkansızlıklara rağmen şartları zorlayarak futbol
takımının maçlarını oynayabileceği bir stadyum inşa etmeyi kafasına koymuş ve
çalışmalar yeniden başlamıştır. Yaklaşık bir yıl süren çalışmaların sonucunda toprak
bir zemin ve 500 kişilik bir tribün ile stadyum açılmıştır. Açılış maçı
Galatasaray ile Süleymaniye arasında oynanmış ve Galatasaray’ın 7 – 0’lık
üstünlüğüyle sonuçlanmıştır.
1945 yılından
itibaren resmi maçlarını da bu stadyumda oynamaya başlayan Galatasaray aynı
zamanda birçok sorunla da boğuşmak zorunda kalmıştır. Ulaşım ve sert esen rüzgarlar
stadyumda futbol oynamayı önemli ölçüde etkilemiştir. Kasım 1947’de İnönü
Stadyumu’nun açılmasıyla birlikte Galatasaray Spor Kulübü buraya taşınma kararı
almıştır. 1955 yılına gelindiğinde stadyum inşaatında ilerleme kaydedilemediğinden
dolayı proje Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü’ne devredilmiş stadyumun üst
kullanım hakkı 2007 yılına kadar Galatasaray Spor Kulübü’ne devredilmiştir.
Aynı tarihlerde atletizm pistine sahip yeni bir stadyum projesi için çalışmalar
başlamıştır. 1960 yılında da yeni stadyumun temeli atılmıştır.
Takvim
yaprakları 20 Aralık 1964’ü gösterdiğinde Galatasaray’ın stadyum hasreti sona
ermiş ve bir hayal gerçeğe dönüşmüştür. Resmi açılış Türkiye ile Bulgaristan
arasında oynanan maçla yapılmıştır. Ancak açılış coşkusu daha maç başlamadan
yerini korku ve hüzne bırakmıştır. Maçın başlamasına az bir süre kala Yeni Açık
Tribün’ün üst katında oluşan izdiham nedeniyle ön bölümde bulunan korkuluklar
kırılmış ve onlarca taraftar alt katta bulunan diğer taraftarların üzerine
düşmüştür. Olayın bilançosu 1 ölü 80 yaralı olarak kayıtlara geçmiştir. Yaşanan
üzücü olay neticesinde maç ertelenmemiş ve gecikmeli de olsa oynanmıştır. 1966
Dünya Kupası Elemeleri için prova olarak görülen maçta yaşanan üzücü olay
nedeniyle iki takım oyuncularının moral motivasyonunu düşmüş ve tatsız maç 0 –
0 beraberlikle sonuçlanmıştır.
Ayakta 35.000
seyirci ağırlayabilen Ali Sami Yen Stadyumu, uzun yıllar Galatasaray Futbol
Takımı’na hizmet vermiştir. Ancak çeşitli nedenlerden dolayı stadyumun kapısına
birkaç kez kilit vurulmuş ve takım bu süre zarfında maçlarını İnönü
Stadyumu’nda oynamak zorunda kalmıştır. İlk ayrılık 1972 yılında Boğaziçi
Köprüsü ve ona bağlanan çevre yolu inşası nedeniyle gerçekleşmiştir. Çevre yolu
üzerinde bulunan viyadüklerden birinin stadyumun Yeni Açık Tribünü’nün çok
yakınından geçmesi nedeniyle inşaat tamamlanana kadar stadyumda müsabakalara
izin verilmemiştir. Kapalı olduğu sürece sadece antrenman sahası olarak
kullanılan stadyum 1981 yılında zemini çimlendirilerek yeniden açılmıştır. 1984
yılında ise zeminin bozulması nedeniyle stadyum kapatılarak bakıma alınmıştır.
2 yıl sonra 1986 yılında stadyumun zemini yenilenmiş, tribünleri onarılarak
tekrar futbol oynamaya müsait hale getirilmiştir.
1993 yılında
diğer stadyumlar gibi Ali Sami Yen Stadyumu’nun tribünleri de koltuklandırılmış
ve kapasite 22.000 kişiye düşürülmüştür. Kapasite değişikliğiyle birlikte
Türkiye’de ilk kez kombine bilet sistemi hayata geçirilmiştir. Bunun yanında ilk
olarak 1965 yılında ışıklandırılan stadyumun aydınlatma sistemi yine 1993
yılında revize edilerek UEFA Standartları’na uygun hale getirilmiştir.
16 Mart 1996
tarihindeki kongrede Alp Yalman’dan başkanlığı devralan Faruk Süren, yaklaşık
bir yıl sonra Ali Sami Yen Stadyumu’nun yıkılarak yerine kulübün vizyonuna
uygun, modern ve çok amaçlı bir stadyum inşa edilmesi fikrini ortaya atmıştır.
Birçok kesim tarafından kabul gören bu fikir Kanadalı bir mimarlık şirketi
tarafından paftalara dökülmesiyle projeye dönüşmüştür. 1998 yılında tanıtımı
yapılan stadyum için kaynak arayışlarına gidilmiştir. Ancak kulübün içinde
bulunduğu ekonomik darboğaz yeterli kaynağın bulunmasına engel olmuş ve stadyum
projesi bir süreliğine askıya alınmıştır. 17 Mayıs 2000 tarihinde kazanılan
UEFA Kupası zaferiyle birlikte camiada “Yeni Stadyum” söylemleri daha yüksek
sesle dile getirilmeye başlanmıştır. 2001 ekonomik krizi ile yine rafa
kaldırılan proje zaman zaman gündeme gelse de 2002 – 2003 sezonunun sona
ermesinin ardından somut adım atılmış ve yeni stadyum tamamlanana kadar takım
Atatürk Olimpiyat Stadyumu’na taşınmıştır. 2003 – 2004 sezonunu burada geçiren
Galatasaray Spor Kulübü bu süreçte stadyum için yeniden kaynak arayışına
girmiş, ancak bu kez de devlet engeline takılmıştır. Devlet yetkilileri
stadyumun bulunduğu arsanın şehrin merkezinde kalmasından dolayı buraya yeni
bir stadyum yapılmasına izin vermemiştir. Bunun üzerine dönemin başkanı Özhan
Canaydın ve ekibi yeni arayışlara girmiştir. 19 Mayıs 2004 tarihinde
Galatasaray Spor Kulübü ve TOKİ arasında yapılan anlaşmayla birlikte
Galatasaray Spor Kulübü Ali Sami Yen Stadyumu ve arsası üzerindeki tüm
haklarından vazgeçmiş ve karşılığında TOKİ Seyrantepe’deki araziye yeni bir
stadyum inşa etmeyi kabul etmiştir. Yeni yapılacak stadyumun üst kullanım
hakları da 49 yıllığına Galatasaray Spor Kulübü’ne devredilmiştir.
2003 – 2004
sezonunun sona ermesiyle birlikte yeni stadyumunun mevcut stadyumun yerine
yapılmayacağı kesinleştiğinden, yaz döneminde Ali Sami Yen Stadyumu’na kapsamlı
bir bakım yapılmış ve 2004 – 2005 sezonundan itibaren futbol takımı maçlarını
yeniden burada oynamaya başlamıştır. 2005 yazında ise 1999 Marmara Depremi’nden
zarar gören Eski Açık Tribün yıkılarak aslına uygun biçimde tekrar inşa
edilmiştir.
31 Ağustos 2007
tarihinde yeni stadyum (Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena) için
ihaleye çıkılmış ve ihaleyi Eren Talu – Alke Ortaklığı kazanmıştır. İhale
sürecinin tamamlanmasının ardından 13 Aralık 2007 tarihinde yeni stadyumun
temeli atılmıştır. Açılış tarihinin 15 Ocak 2011 olarak belirlenmesiyle
birlikte Galatasaray’ın Ali Sami Yen Stadyumu’ndaki son maçı da belli olmuştur.
11 Ocak 2011 tarihinde Beypazarı Şekerspor ile karşılaşan Galatasaray, rakibini
3 – 1 yenerek galibiyetle veda etmiştir. Stadyumdaki son golü maçın 90.
dakikasında Colin Kazım Richards kaydetmiştir.
Kapanışının
ardından yıkım kararı alınan stadyuma iş makineleri girmeden önce koltuk, çim,
tuğla ve beton parçaları dahil birçok yerinden alınan parçalar özel olarak
paketlenmiş ve Galatasaray Store’larda satışa çıkarılmıştır. Bu parçalar
taraftalar tarafından yoğun ilgiyle karşılanmış ve kısa sürede tükenmiştir.
Kuruluş felsefesinde “Türk olmayan takımları
yenmek” olan Galatasaray bu felsefeye sadık kalarak, UEFA Kupası’nı kazandığı
sezon dahil birçok maçta Avrupa’nın kalburüstü takımlarını dize getirmiş ve Ali
Sami Yen Cehennemi’nin çimlerine gömmüştür. Unutulmaz zaferlerden biri 9 Kasım
1988 tarihinde Neuchatel Xamax ile oynanan UEFA Şampiyon Kulüpler Kupası 2. Tur Rövanş Maçı
olmuştur. İsviçre’de oynanan ilk maç 3 – 0 temsilcimizin aleyhine sonuçlanmış
ve birçok kesim tarafından Avrupa Defteri’nin kapandığı yüksek sesle dile
getirilmiştir. Ancak Mustafa Denizli yönetimindeki Galatasaray taraftarını da
arkasına alarak yerli yabancı tüm otoriteleri yanıltmayı başarmıştır. Maça iyi
başlayan Galatasaray 18. dakikada Uğur Tütüneker’le 1 – 0 öne geçmiş ve ilk
yarıyı 1 – 0 önde kapatmıştır. 55. Dakikada Tanju Çolak durumu 2 – 0’a getirmiş
ve erken golle birlikte umutlar artmaya başlamıştır. 76’da Uğur Tütüneker’in,
78 ve 84’te Tanju Çolak’ın golleriyle birlikte maç 5 – 0’a gelmiştir. Bu skor
Galatasaray’ı çeyrek finalist yapmıştır. Ancak maçın ertesinde UEFA Disiplin
Kurulu’ndan gelen haberle Galatasaray’ın 3 – 0 hükmen mağlup ilan edilerek
elenmesi gündeme bomba gibi düşmüştür. Sebebi ise 68. dakikada tribünlerden
atılan bir madeni paranın yardımcı hakeme isabet etmesi ve olayın raporlara
geçmiş olmasıdır. Konu ile ilgili UEFA Tahkim Kurulu’na itiraz süreci hemen
başlamış ve Galatasaray adına UEFA Tahkim Kurulu Üyeleri ile görüşmeleri için
bir ekip kurulmuştur. Aralarında Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı Sinan Erdem,
UEFA Gençler Komisyonu Üyesi Şenes Erzik, TFF Başkanı Halim Çorbalı, Türkiye
Spor Yazarları Derneği Başkanı Togay Bayatlı ve TFF Dış İlişkiler Komisyonu
Üyesi Ali Şen’in de bulunduğu 8 kişi UEFA Tahkim Kurulu üyeleriyle birebir
görüşmeler yaparak ikna etmeye çalışmışlardır. Yapılan duruşmada çabalar sonuç
vermiş ve atılan paranın maçın geri kalanının oynanmasını tehlikeye atmadığı
gerekçesiyle maç Galatasaray lehine 5 – 0 tescil edilmiştir. Galatasaray çeyrek
finalde AS Monaco’yu elemiş ancak yarı finalde Steaua Bükreş’e elenerek kupaya
veda etmiştir.
1993 – 94
sezonunda ise Ali Sami Yen Cehennemi’nde hüsran yaşayan takımlardan biri de
İngiliz devi Manchester United olmuştur. Galatasaray, Alex Ferguson
yönetimindeki Manchester United ile UEFA Şampiyonlar Ligi 2. Tur’unda (grup
aşamasından önce) eşleşmiştir. İlk maç 20 Ekim 1993 tarihinde deplasmanda oynanmıştır.
Maça hızlı başlayan Manchester United 2 – 0 öne geçmişse de Arif Erdem ve
Kubilay Türkyılmaz’ın golleriyle Galatasaray’ın cevabı gecikmemiştir. İlk
yarısı 2 – 2 tamamlanan maçta Galatasaray Kubilay Türkyılmaz ile bir gol daha
bularak öne geçmeyi başarmış ancak “Kırmızı Şeytanlar” adına Eric Cantona’nın
golüyle beraberliği yakalamış ve maçı 3 – 3 bitirmeyi başarmıştır. Zor
eşleşmeyi kolaya çeviren Galatasaray gollü beraberlik avantajıyla tur şansını
Ali Sami Yen Stadyumu’na taşımıştır. 3 Kasım 1993’te takımlar bu kez
İstanbul’da karşı karşıya gelmiştir. Mutlak galibiyet parolasıyla Türkiye’ye
gelen Manchester United İngiltere’de yaşadığı şokun devamını bu kez Ali Sami
Yen Cehennemi’nde yaşamıştır. Topun ağlarla buluşamadığı maç 0 – 0 sonuçlanmış ve
Galatasaray Manchester United’ı saf dışı bırakmıştır. Bu sonuçtan memnun
olmayan Eric Cantona maç sonu soyunma odası koridorlarından önüne gelen
herkesle tartışıp olay çıkarmaya çalışmış ve hakemden kırmızı kart görmüştür.
Şampiyonlar Ligi’ne katılan ilk Türk takımı ünvanına sahip olan Galatasaray
grup etabında Barcelona, Spartak Moskova ve Monaco ile eşleşmiştir. Grubunu ilk
iki sırada tamamlayan takımların yarı finalist olacağı turda Galatasaray A
Grubu’nu 2 beraberlik ve 4 mağlubiyetle tamamlayarak son sırada yer almış ve
Şampiyonlar Ligi’ne veda etmiştir.
Galatasaray UEFA
Kupası’nı kaldırdığı 1999 – 2000 sezonuna Şampiyonlar Ligi 3. Ön Eleme
Turu’ndan başlamıştır. Bu turda Rapid Wien’le karşılaşan temsilcimiz 3 – 0 ve 1
– 0’lık galibiyetlerle Şampiyonlar Ligi Grup etabına katılmaya hak kazanmıştır.
Kurada Chelsea, Hertha Berlin ve Milan ile aynı gruba düşen Galatasaray ilk 4
maçta yalnızca 1 puan toplayabilmiştir. Grup aşamasının tamamlanmasına iki
hafta kala 2. Tur şansını kaybeden Galatasaray’da hedef artık kalan iki maçını
kazanıp diğer maçların sonuçlarına göre UEFA Kupası’nda yola devam etmek olarak
belirlenmiştir. 26 Ekim 1999 tarihinde oynanan 5. Haftada Milan ve Chelsea San
Siro Stadyumu’nda 1 – 1 berabere kalmıştır. Aynı saatlerde ise Galatasaray
Berlin Olimpiyat Stadyumu’nda karşılaştığı Hertha Berlin’i 4 – 1 yenerek grupta
üçüncülük şansını devam ettirmiştir. 6. Haftada 4 puanlı Galatasaray 6 puanlı
Milan’ı Ali Sami Yen Stadyumu’nda ağırlamıştır. Galip gelmesi durumunda diğer
maça bakılmaksızın yoluna UEFA Kupasında devam edecek olan Galatasaray, 20.
Dakikada yediği golle geriye düşmesine rağmen 27. Dakikada Capone’nun golü ile
dengeyi sağlamıştır. İlk yarısı 1 – 1 tamamlanan maçın 51. Dakikasında Milan
bir gol daha bularak öne geçmiştir. Uzun süre bu skorla devam eden maçta tam
herşey bitti derken Galatasaray 86. ve 90. Dakikalarda bulduğu 2 golle maçı 3 –
2 lehine çevirerek İtalyanları evlerine elleri boş göndermiştir. Bu sonuçla
Galatasaray grubunu 7 puanla 3. Sırada tamamlayarak yoluna UEFA Kupası’nda
devam ederken Milan 6 puanla 4. Sırada yer alarak Avrupa Defteri’ne noktayı
koymuştur.
UEFA Kupası’na
3. Tur’da dahil olan Galatasaray bu turda Bologna ile eşleşmiştir. İtalya’daki
ilk maç 1 – 1 berabere sonuçlanırken Ali Sami Yen Stadyumu’ndaki rövanş maçını
ev sahibi Galatasaray 2 – 1 kazanarak 4. Tura kalmıştır. 4. Tur kurasında
Galatasaray’ın rakibi Borussia Dortmund olmuştur. İlk maç Westfallen
Stadyumu’nda Galatasaray’ın 2 – 0 üstünlüğü ile tamamlanmış, Ali Sami Yen
Stadyumu’ndaki maç ise 0 – 0 berabere sonuçlanmıştır. Bu sonuç Galatasaray’ı
çeyrek finalist yaparken bu kez karşısına İspanyol Real Mallorca çıkmıştır.
Cimbom 4 – 1 ve 2 – 1’lik galibiyetlerle yarı finale yükselmiştir. Yarı finalde
İngiliz Leeds United ile eşleşen Galatasaray ilk maçı 6 Nisan 2000 tarihinde
İstanbul’da oynamış ve rakibini 2 – 0 yenmiştir. Ancak maçtan çok bir gün önce
Taksim’de iki Leeds Taraftarı’nın ölümüyle sonuçlanan olaylar konuşulmuştur.
Yaşanan olay nedeniyle rövanş maçına taraftar desteğinden yoksun çıkan
Galatasaray 2 – 2 berabere tamamlamayı bilmiş ve finale yükselmiştir. 17 Mayıs
2000 tarihinde Danimarka’nın Kopenhag kentindeki Parken Stadyumu’nda
Galatasaray Arsenal ile karşı karşıya gelmiştir. İki takımında karşılıklı
pozisyonlara girdiği maçın 90 dakikası 0 – 0 eşitlikle sonuçlanmış ve 15’er
dakikalık uzatma devrelerine geçilmiştir. İlk uzatma devresinin hemen başında
Gheorghe Hagi’nin kırmızı kart görmesiyle 10 kişi kalan Galatasaray’ın yakasını
şansızlıklar bırakmamıştır. 95. Dakika itibariyle 3 oyuncu değişikliği hakkını
da kullanan Galatasaray’ın kaptanı Bülent Korkmaz’ın kolu çıkmıştır. Ancak
oyundan çıkmak yerine büyük bir özveri göstererek sağlık ekibinden kolunu
vücuduna sabitlemesini istemiş ve maça bu şekilde devam etmiştir. Uzatma
devrelerinin neredeyse tamamı 11’e 10 oynanmasına rağmen skor tabelasında
değişiklik olmamış ve 120 dakikanın 0 – 0 sonuçlanmasıyla seri penaltı
atışlarına geçilmiştir. Üçüncü turda durum 3 – 1’ken Patrick Vieira penaltıyı
kaçırmış ve gözler dördüncü turda Gheorghe Popescu’ya çevrilmiştir. Tüm
Türkiye’nin nefesini tuttuğu anda Popescu atışı gole çevirerek Galatasaray’ın
şampiyonluğunu ilan etmiştir.
Ali Sami Yen
Stadyumu spor faaliyetlerinin olmadığı yaz aylarında sanatseverlere de hizmet
etmiştir. Beşiktaş İnönü Stadyumu kadar olmasa da açık hava stadyum
konserlerine ev sahipliği yapmıştır.
Geniş hayran kitlesine sahip dünyaca ünlü müzisyenler The Rolling Stones
ve Metalica akla ilk gelenlerdir.
Kaynak: l3o_, Ali Sami Yen Stadyumu |
Kaynak: l3o_, Ali Sami Yen Stadyumu |
Kaynak: l3o_, Ali Sami Yen Stadyumu |
Kaynak: l3o_, Ali Sami Yen Stadyumu |
Kaynak: l3o_, Ali Sami Yen Stadyumu |
Kaynak: Qwl, Ali Sami Yen Stadyumu, CC BY-SA 3.0 |
Kaynak: l3o_, Ali Sami Yen Stadyumu |
Muhteşem bir makale olmuş elinize sağlık.
YanıtlaSilTeşekkür ederiz.
SilDilerseniz e-posta adresinizle abone olarak ya da sosyal medya sayfalarımızı takibe alarak yeni makalelerimizden haberdar olabilirsiniz.
İlgiyle takip etmeniz dileğiyle...
Güzel bir yazı olmuş. Parmaklarınıza sağlık. Ama Şükrü Saracoğlu Stadyumu'nu da bekliyorum.
YanıtlaSilTeşekkür ederiz. Yakın zamanda Ülker Stadyumu başta olmak üzere birçok stadyum tanıtım yazısı burada olacak. Takipte kalın...
Sil