E-Posta Aboneliği


Bi' Dünya Stadyum'da yayınlanacak yeni yazılar e-posta adresinize gelsin.

Sosyal Medya

Facebook Twitter İnstagram Google+ RSS

Bumerang - Yazarkafe
Bumerang - Yazarkafe

Ali Sami Yen Stadyumu, Galatasaray Taraftarı’nın deyişiyle “Ali Sami Yen Cehennemi” İstanbul’un en eski stadyumlarından biri olup uzun yıllar Galatasaray Futbol Takımı’na hizmet etmiştir. İsmini Galatasaray Spor Kulübü’nün kurucusu, 1 numaralı üyesi ve eski başkanı Ali Sami Yen’den almaktadır.

1905 yılında Mekteb-i Sultani (Galatasaray Lisesi) öğrencilerinden Ali Sami Yen ve arkadaşları tarafından kurulan Galatasaray Spor Kulübü, ilk yıllarında maçlarını dönemin tek futbol sahası olan Kadıköy Kuşdili’ndeki Papazın Çayırı’nda oynamıştır. 1921 yılında Taksim Kışlası içerisinde bulunan avlunun futbol sahasına dönüştürülmesiyle birlikte Galatasaray ve diğer İstanbul takımları da buraya taşınmıştır. Yaklaşık 20 yıl şehrin futbol takımlarına hizmet veren Taksim Stadyumu 1940 yılında yıkılmıştır. Bu zaman zarfında Beşiktaş Jimnastik Kulübü Çırağan Sarayı’nın yanındaki arsayı sahiplenerek stadyuma dönüştürmüş, Fenerbahçe Spor Kulübü ise Papazın Çayırı’nı kulüp bünyesine katmıştır. Galatasaray Spor Kulübü de  bu yönde çalışmalar yapsa da bir sonuç alamamıştır.

İlk olarak 1933 yılında ortaya atılan stadyum fikri ile birlikte yer tahsisi için de Ankara ile görüşmelere başlanmıştır. Yaklaşık iki yıl süren görüş alışverişi sonucu Mecidiyeköy’de bulunan Tekel Likör Fabrikası’nın yanındaki arazide karar kılınmıştır. 1935 yılında söz konusu arazi Tekel’den Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü tarafından satın alınarak 30 yıllığına, yıllık 1 TL kira karşılığı Galatasaray Spor Kulübü’ne stadyum inşa etmesi için kiralanmıştır. Bunun üzerine 1936 yılında hafriyat çalışmalarına başlansa da yeterli kaynak bulunamadığı için fazla bir mesafe alınamamıştır. Zaten ağır aksak ilerleyen inşaat II. Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle birlikte durma noktasına gelmiştir.  1943 yılında dönemin başkanı Osman Dardağan maddi imkansızlıklara rağmen şartları zorlayarak futbol takımının maçlarını oynayabileceği bir stadyum inşa etmeyi kafasına koymuş ve çalışmalar yeniden başlamıştır. Yaklaşık bir yıl süren çalışmaların sonucunda toprak bir zemin ve 500 kişilik bir tribün ile stadyum açılmıştır. Açılış maçı Galatasaray ile Süleymaniye arasında oynanmış ve Galatasaray’ın 7 – 0’lık üstünlüğüyle sonuçlanmıştır.

1945 yılından itibaren resmi maçlarını da bu stadyumda oynamaya başlayan Galatasaray aynı zamanda birçok sorunla da boğuşmak zorunda kalmıştır. Ulaşım ve sert esen rüzgarlar stadyumda futbol oynamayı önemli ölçüde etkilemiştir. Kasım 1947’de İnönü Stadyumu’nun açılmasıyla birlikte Galatasaray Spor Kulübü buraya taşınma kararı almıştır. 1955 yılına gelindiğinde stadyum inşaatında ilerleme kaydedilemediğinden dolayı proje Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü’ne devredilmiş stadyumun üst kullanım hakkı 2007 yılına kadar Galatasaray Spor Kulübü’ne devredilmiştir. Aynı tarihlerde atletizm pistine sahip yeni bir stadyum projesi için çalışmalar başlamıştır. 1960 yılında da yeni stadyumun temeli atılmıştır.

Takvim yaprakları 20 Aralık 1964’ü gösterdiğinde Galatasaray’ın stadyum hasreti sona ermiş ve bir hayal gerçeğe dönüşmüştür. Resmi açılış Türkiye ile Bulgaristan arasında oynanan maçla yapılmıştır. Ancak açılış coşkusu daha maç başlamadan yerini korku ve hüzne bırakmıştır. Maçın başlamasına az bir süre kala Yeni Açık Tribün’ün üst katında oluşan izdiham nedeniyle ön bölümde bulunan korkuluklar kırılmış ve onlarca taraftar alt katta bulunan diğer taraftarların üzerine düşmüştür. Olayın bilançosu 1 ölü 80 yaralı olarak kayıtlara geçmiştir. Yaşanan üzücü olay neticesinde maç ertelenmemiş ve gecikmeli de olsa oynanmıştır. 1966 Dünya Kupası Elemeleri için prova olarak görülen maçta yaşanan üzücü olay nedeniyle iki takım oyuncularının moral motivasyonunu düşmüş ve tatsız maç 0 – 0 beraberlikle sonuçlanmıştır. 

Ayakta 35.000 seyirci ağırlayabilen Ali Sami Yen Stadyumu, uzun yıllar Galatasaray Futbol Takımı’na hizmet vermiştir. Ancak çeşitli nedenlerden dolayı stadyumun kapısına birkaç kez kilit vurulmuş ve takım bu süre zarfında maçlarını İnönü Stadyumu’nda oynamak zorunda kalmıştır. İlk ayrılık 1972 yılında Boğaziçi Köprüsü ve ona bağlanan çevre yolu inşası nedeniyle gerçekleşmiştir. Çevre yolu üzerinde bulunan viyadüklerden birinin stadyumun Yeni Açık Tribünü’nün çok yakınından geçmesi nedeniyle inşaat tamamlanana kadar stadyumda müsabakalara izin verilmemiştir. Kapalı olduğu sürece sadece antrenman sahası olarak kullanılan stadyum 1981 yılında zemini çimlendirilerek yeniden açılmıştır. 1984 yılında ise zeminin bozulması nedeniyle stadyum kapatılarak bakıma alınmıştır. 2 yıl sonra 1986 yılında stadyumun zemini yenilenmiş, tribünleri onarılarak tekrar futbol oynamaya müsait hale getirilmiştir.

1993 yılında diğer stadyumlar gibi Ali Sami Yen Stadyumu’nun tribünleri de koltuklandırılmış ve kapasite 22.000 kişiye düşürülmüştür. Kapasite değişikliğiyle birlikte Türkiye’de ilk kez kombine bilet sistemi hayata geçirilmiştir. Bunun yanında ilk olarak 1965 yılında ışıklandırılan stadyumun aydınlatma sistemi yine 1993 yılında revize edilerek UEFA Standartları’na uygun hale getirilmiştir.

16 Mart 1996 tarihindeki kongrede Alp Yalman’dan başkanlığı devralan Faruk Süren, yaklaşık bir yıl sonra Ali Sami Yen Stadyumu’nun yıkılarak yerine kulübün vizyonuna uygun, modern ve çok amaçlı bir stadyum inşa edilmesi fikrini ortaya atmıştır. Birçok kesim tarafından kabul gören bu fikir Kanadalı bir mimarlık şirketi tarafından paftalara dökülmesiyle projeye dönüşmüştür. 1998 yılında tanıtımı yapılan stadyum için kaynak arayışlarına gidilmiştir. Ancak kulübün içinde bulunduğu ekonomik darboğaz yeterli kaynağın bulunmasına engel olmuş ve stadyum projesi bir süreliğine askıya alınmıştır. 17 Mayıs 2000 tarihinde kazanılan UEFA Kupası zaferiyle birlikte camiada “Yeni Stadyum” söylemleri daha yüksek sesle dile getirilmeye başlanmıştır. 2001 ekonomik krizi ile yine rafa kaldırılan proje zaman zaman gündeme gelse de 2002 – 2003 sezonunun sona ermesinin ardından somut adım atılmış ve yeni stadyum tamamlanana kadar takım Atatürk Olimpiyat Stadyumu’na taşınmıştır. 2003 – 2004 sezonunu burada geçiren Galatasaray Spor Kulübü bu süreçte stadyum için yeniden kaynak arayışına girmiş, ancak bu kez de devlet engeline takılmıştır. Devlet yetkilileri stadyumun bulunduğu arsanın şehrin merkezinde kalmasından dolayı buraya yeni bir stadyum yapılmasına izin vermemiştir. Bunun üzerine dönemin başkanı Özhan Canaydın ve ekibi yeni arayışlara girmiştir. 19 Mayıs 2004 tarihinde Galatasaray Spor Kulübü ve TOKİ arasında yapılan anlaşmayla birlikte Galatasaray Spor Kulübü Ali Sami Yen Stadyumu ve arsası üzerindeki tüm haklarından vazgeçmiş ve karşılığında TOKİ Seyrantepe’deki araziye yeni bir stadyum inşa etmeyi kabul etmiştir. Yeni yapılacak stadyumun üst kullanım hakları da 49 yıllığına Galatasaray Spor Kulübü’ne devredilmiştir.


2003 – 2004 sezonunun sona ermesiyle birlikte yeni stadyumunun mevcut stadyumun yerine yapılmayacağı kesinleştiğinden, yaz döneminde Ali Sami Yen Stadyumu’na kapsamlı bir bakım yapılmış ve 2004 – 2005 sezonundan itibaren futbol takımı maçlarını yeniden burada oynamaya başlamıştır. 2005 yazında ise 1999 Marmara Depremi’nden zarar gören Eski Açık Tribün yıkılarak aslına uygun biçimde tekrar inşa edilmiştir.

31 Ağustos 2007 tarihinde yeni stadyum (Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena) için ihaleye çıkılmış ve ihaleyi Eren Talu – Alke Ortaklığı kazanmıştır. İhale sürecinin tamamlanmasının ardından 13 Aralık 2007 tarihinde yeni stadyumun temeli atılmıştır. Açılış tarihinin 15 Ocak 2011 olarak belirlenmesiyle birlikte Galatasaray’ın Ali Sami Yen Stadyumu’ndaki son maçı da belli olmuştur. 11 Ocak 2011 tarihinde Beypazarı Şekerspor ile karşılaşan Galatasaray, rakibini 3 – 1 yenerek galibiyetle veda etmiştir. Stadyumdaki son golü maçın 90. dakikasında Colin Kazım Richards kaydetmiştir.

Kapanışının ardından yıkım kararı alınan stadyuma iş makineleri girmeden önce koltuk, çim, tuğla ve beton parçaları dahil birçok yerinden alınan parçalar özel olarak paketlenmiş ve Galatasaray Store’larda satışa çıkarılmıştır. Bu parçalar taraftalar tarafından yoğun ilgiyle karşılanmış ve kısa sürede tükenmiştir.

Kuruluş felsefesinde “Türk olmayan takımları yenmek” olan Galatasaray bu felsefeye sadık kalarak, UEFA Kupası’nı kazandığı sezon dahil birçok maçta Avrupa’nın kalburüstü takımlarını dize getirmiş ve Ali Sami Yen Cehennemi’nin çimlerine gömmüştür. Unutulmaz zaferlerden biri 9 Kasım 1988 tarihinde Neuchatel Xamax ile oynanan UEFA Şampiyon Kulüpler Kupası 2. Tur Rövanş Maçı olmuştur. İsviçre’de oynanan ilk maç 3 – 0 temsilcimizin aleyhine sonuçlanmış ve birçok kesim tarafından Avrupa Defteri’nin kapandığı yüksek sesle dile getirilmiştir. Ancak Mustafa Denizli yönetimindeki Galatasaray taraftarını da arkasına alarak yerli yabancı tüm otoriteleri yanıltmayı başarmıştır. Maça iyi başlayan Galatasaray 18. dakikada Uğur Tütüneker’le 1 – 0 öne geçmiş ve ilk yarıyı 1 – 0 önde kapatmıştır. 55. Dakikada Tanju Çolak durumu 2 – 0’a getirmiş ve erken golle birlikte umutlar artmaya başlamıştır. 76’da Uğur Tütüneker’in, 78 ve 84’te Tanju Çolak’ın golleriyle birlikte maç 5 – 0’a gelmiştir. Bu skor Galatasaray’ı çeyrek finalist yapmıştır. Ancak maçın ertesinde UEFA Disiplin Kurulu’ndan gelen haberle Galatasaray’ın 3 – 0 hükmen mağlup ilan edilerek elenmesi gündeme bomba gibi düşmüştür. Sebebi ise 68. dakikada tribünlerden atılan bir madeni paranın yardımcı hakeme isabet etmesi ve olayın raporlara geçmiş olmasıdır. Konu ile ilgili UEFA Tahkim Kurulu’na itiraz süreci hemen başlamış ve Galatasaray adına UEFA Tahkim Kurulu Üyeleri ile görüşmeleri için bir ekip kurulmuştur. Aralarında Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı Sinan Erdem, UEFA Gençler Komisyonu Üyesi Şenes Erzik, TFF Başkanı Halim Çorbalı, Türkiye Spor Yazarları Derneği Başkanı Togay Bayatlı ve TFF Dış İlişkiler Komisyonu Üyesi Ali Şen’in de bulunduğu 8 kişi UEFA Tahkim Kurulu üyeleriyle birebir görüşmeler yaparak ikna etmeye çalışmışlardır. Yapılan duruşmada çabalar sonuç vermiş ve atılan paranın maçın geri kalanının oynanmasını tehlikeye atmadığı gerekçesiyle maç Galatasaray lehine 5 – 0 tescil edilmiştir. Galatasaray çeyrek finalde AS Monaco’yu elemiş ancak yarı finalde Steaua Bükreş’e elenerek kupaya veda etmiştir.

1993 – 94 sezonunda ise Ali Sami Yen Cehennemi’nde hüsran yaşayan takımlardan biri de İngiliz devi Manchester United olmuştur. Galatasaray, Alex Ferguson yönetimindeki Manchester United ile UEFA Şampiyonlar Ligi 2. Tur’unda (grup aşamasından önce) eşleşmiştir. İlk maç 20 Ekim 1993 tarihinde deplasmanda oynanmıştır. Maça hızlı başlayan Manchester United 2 – 0 öne geçmişse de Arif Erdem ve Kubilay Türkyılmaz’ın golleriyle Galatasaray’ın cevabı gecikmemiştir. İlk yarısı 2 – 2 tamamlanan maçta Galatasaray Kubilay Türkyılmaz ile bir gol daha bularak öne geçmeyi başarmış ancak “Kırmızı Şeytanlar” adına Eric Cantona’nın golüyle beraberliği yakalamış ve maçı 3 – 3 bitirmeyi başarmıştır. Zor eşleşmeyi kolaya çeviren Galatasaray gollü beraberlik avantajıyla tur şansını Ali Sami Yen Stadyumu’na taşımıştır. 3 Kasım 1993’te takımlar bu kez İstanbul’da karşı karşıya gelmiştir. Mutlak galibiyet parolasıyla Türkiye’ye gelen Manchester United İngiltere’de yaşadığı şokun devamını bu kez Ali Sami Yen Cehennemi’nde yaşamıştır. Topun ağlarla buluşamadığı maç 0 – 0 sonuçlanmış ve Galatasaray Manchester United’ı saf dışı bırakmıştır. Bu sonuçtan memnun olmayan Eric Cantona maç sonu soyunma odası koridorlarından önüne gelen herkesle tartışıp olay çıkarmaya çalışmış ve hakemden kırmızı kart görmüştür. Şampiyonlar Ligi’ne katılan ilk Türk takımı ünvanına sahip olan Galatasaray grup etabında Barcelona, Spartak Moskova ve Monaco ile eşleşmiştir. Grubunu ilk iki sırada tamamlayan takımların yarı finalist olacağı turda Galatasaray A Grubu’nu 2 beraberlik ve 4 mağlubiyetle tamamlayarak son sırada yer almış ve Şampiyonlar Ligi’ne veda etmiştir.

Galatasaray UEFA Kupası’nı kaldırdığı 1999 – 2000 sezonuna Şampiyonlar Ligi 3. Ön Eleme Turu’ndan başlamıştır. Bu turda Rapid Wien’le karşılaşan temsilcimiz 3 – 0 ve 1 – 0’lık galibiyetlerle Şampiyonlar Ligi Grup etabına katılmaya hak kazanmıştır. Kurada Chelsea, Hertha Berlin ve Milan ile aynı gruba düşen Galatasaray ilk 4 maçta yalnızca 1 puan toplayabilmiştir. Grup aşamasının tamamlanmasına iki hafta kala 2. Tur şansını kaybeden Galatasaray’da hedef artık kalan iki maçını kazanıp diğer maçların sonuçlarına göre UEFA Kupası’nda yola devam etmek olarak belirlenmiştir. 26 Ekim 1999 tarihinde oynanan 5. Haftada Milan ve Chelsea San Siro Stadyumu’nda 1 – 1 berabere kalmıştır. Aynı saatlerde ise Galatasaray Berlin Olimpiyat Stadyumu’nda karşılaştığı Hertha Berlin’i 4 – 1 yenerek grupta üçüncülük şansını devam ettirmiştir. 6. Haftada 4 puanlı Galatasaray 6 puanlı Milan’ı Ali Sami Yen Stadyumu’nda ağırlamıştır. Galip gelmesi durumunda diğer maça bakılmaksızın yoluna UEFA Kupasında devam edecek olan Galatasaray, 20. Dakikada yediği golle geriye düşmesine rağmen 27. Dakikada Capone’nun golü ile dengeyi sağlamıştır. İlk yarısı 1 – 1 tamamlanan maçın 51. Dakikasında Milan bir gol daha bularak öne geçmiştir. Uzun süre bu skorla devam eden maçta tam herşey bitti derken Galatasaray 86. ve 90. Dakikalarda bulduğu 2 golle maçı 3 – 2 lehine çevirerek İtalyanları evlerine elleri boş göndermiştir. Bu sonuçla Galatasaray grubunu 7 puanla 3. Sırada tamamlayarak yoluna UEFA Kupası’nda devam ederken Milan 6 puanla 4. Sırada yer alarak Avrupa Defteri’ne noktayı koymuştur.

UEFA Kupası’na 3. Tur’da dahil olan Galatasaray bu turda Bologna ile eşleşmiştir. İtalya’daki ilk maç 1 – 1 berabere sonuçlanırken Ali Sami Yen Stadyumu’ndaki rövanş maçını ev sahibi Galatasaray 2 – 1 kazanarak 4. Tura kalmıştır. 4. Tur kurasında Galatasaray’ın rakibi Borussia Dortmund olmuştur. İlk maç Westfallen Stadyumu’nda Galatasaray’ın 2 – 0 üstünlüğü ile tamamlanmış, Ali Sami Yen Stadyumu’ndaki maç ise 0 – 0 berabere sonuçlanmıştır. Bu sonuç Galatasaray’ı çeyrek finalist yaparken bu kez karşısına İspanyol Real Mallorca çıkmıştır. Cimbom 4 – 1 ve 2 – 1’lik galibiyetlerle yarı finale yükselmiştir. Yarı finalde İngiliz Leeds United ile eşleşen Galatasaray ilk maçı 6 Nisan 2000 tarihinde İstanbul’da oynamış ve rakibini 2 – 0 yenmiştir. Ancak maçtan çok bir gün önce Taksim’de iki Leeds Taraftarı’nın ölümüyle sonuçlanan olaylar konuşulmuştur. Yaşanan olay nedeniyle rövanş maçına taraftar desteğinden yoksun çıkan Galatasaray 2 – 2 berabere tamamlamayı bilmiş ve finale yükselmiştir. 17 Mayıs 2000 tarihinde Danimarka’nın Kopenhag kentindeki Parken Stadyumu’nda Galatasaray Arsenal ile karşı karşıya gelmiştir. İki takımında karşılıklı pozisyonlara girdiği maçın 90 dakikası 0 – 0 eşitlikle sonuçlanmış ve 15’er dakikalık uzatma devrelerine geçilmiştir. İlk uzatma devresinin hemen başında Gheorghe Hagi’nin kırmızı kart görmesiyle 10 kişi kalan Galatasaray’ın yakasını şansızlıklar bırakmamıştır. 95. Dakika itibariyle 3 oyuncu değişikliği hakkını da kullanan Galatasaray’ın kaptanı Bülent Korkmaz’ın kolu çıkmıştır. Ancak oyundan çıkmak yerine büyük bir özveri göstererek sağlık ekibinden kolunu vücuduna sabitlemesini istemiş ve maça bu şekilde devam etmiştir. Uzatma devrelerinin neredeyse tamamı 11’e 10 oynanmasına rağmen skor tabelasında değişiklik olmamış ve 120 dakikanın 0 – 0 sonuçlanmasıyla seri penaltı atışlarına geçilmiştir. Üçüncü turda durum 3 – 1’ken Patrick Vieira penaltıyı kaçırmış ve gözler dördüncü turda Gheorghe Popescu’ya çevrilmiştir. Tüm Türkiye’nin nefesini tuttuğu anda Popescu atışı gole çevirerek Galatasaray’ın şampiyonluğunu ilan etmiştir.


Ali Sami Yen Stadyumu spor faaliyetlerinin olmadığı yaz aylarında sanatseverlere de hizmet etmiştir. Beşiktaş İnönü Stadyumu kadar olmasa da açık hava stadyum konserlerine ev sahipliği yapmıştır.  Geniş hayran kitlesine sahip dünyaca ünlü müzisyenler The Rolling Stones ve Metalica akla ilk gelenlerdir.


Kaynak: l3o_Ali Sami Yen Stadyumu

Kaynak: l3o_Ali Sami Yen Stadyumu

Kaynak: l3o_Ali Sami Yen Stadyumu

Kaynak: l3o_Ali Sami Yen Stadyumu

Kaynak: l3o_Ali Sami Yen Stadyumu

Kaynak: Qwl, Ali Sami Yen StadyumuCC BY-SA 3.0

Kaynak: l3o_Ali Sami Yen Stadyumu









4 yorum:

  1. Muhteşem bir makale olmuş elinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederiz.
      Dilerseniz e-posta adresinizle abone olarak ya da sosyal medya sayfalarımızı takibe alarak yeni makalelerimizden haberdar olabilirsiniz.
      İlgiyle takip etmeniz dileğiyle...

      Sil
  2. Güzel bir yazı olmuş. Parmaklarınıza sağlık. Ama Şükrü Saracoğlu Stadyumu'nu da bekliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederiz. Yakın zamanda Ülker Stadyumu başta olmak üzere birçok stadyum tanıtım yazısı burada olacak. Takipte kalın...

      Sil

Blog İçi Arama

İzleyiciler